25 Kasım 2013 Pazartesi

DUANIN GÜCÜ



Loise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir
 hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır.Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kalldıklarını ve
 yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. John Longhouse isimli manav
 ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terketmesini ister.
 Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, lütfen efendim der,
 paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim. John kendisine bir
 kredi açamıyacağını çünkü onun eski bir müşterisi
 olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler. O
 sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında
 devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeri girerek Johna
 yaklaşır ve ben o kadının almak istediklerine kefilim der.
 Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver. Bunun üzerine manav çok
 isteksiz bir şekilde kadına döner ve bir alışveriş listen
 varmıydı diye sorar. Louise “Evet efendim” der.

” Tamam” der manav. Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun
 ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım!” Louise bir
 an duraksak, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak
 üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır
 ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı
 hala öne eğiktir. Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin
 kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye
 dönerek , kısık bir sesle, “İnanamıyorum.” der. İnanılacak gibi
 değildir.

Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni
 doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile
 kıpırdatamamıştır. Terazinin kefesi artık üzerindekileri
 almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş
 kağıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alışveriş
 listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.

“Tanrım neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.”

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür.

Loise kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır. Müsteri
 John’un eline bir elli dolarlık tutuştururken, her kuruşuna değdi, der. Daha sonra John Longhouse terazisinin kefelerinin
 kırılmış olduğunu görür. Bu nedenle duanın ne kadar ağır
 çektiğini sadece Tanrı bilir.

Dua bizim için hiçbir maliyeti olmayan bedava bir hediyedir.
 ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder